Ben hiç kimseye bir filmi "izlemeyin, gerek yok, çok kötü" demem. Zira bir şeyin iyi ya da kötü olduğunu en iyi bizzat yaşadığımız tecrübeler ile çok daha iyi anlayabiliyoruz. Amaaaaaaaaaaaaaaa
Bir kere fragmanını izledim. Anam o da ne, Colin mi o, yok yok jude law mış, bana johnny Deep gibi geldi, yok artık oldu olacak Heath Ledger diyin de tam olsun geyikleri ile hiç birşey anlamadım fragmandan. Ama merak etmiştim. Geldim eve baktım filme, bir de ne göreyim bu filmde dördü de var. Üstüne Christopher Plummer da bonus. Dedim ki bu filme gitmeyeceksen neye gideceksin. Bazan gerçekten saçmalıyorum. Hala ders alamamıştım, çok ünlü = çok iyi film demek değildi ki.
Neyse arkadaşımı ne yaptım ne ettim bu filme ikna ettim. Güzel ya o da sebeplensin. Cuma geldiği gün rezervasyon için sinemayı aradım. Kadın "salon boş, rahat takılın" havalarındaydı.
Bir kere fragmanını izledim. Anam o da ne, Colin mi o, yok yok jude law mış, bana johnny Deep gibi geldi, yok artık oldu olacak Heath Ledger diyin de tam olsun geyikleri ile hiç birşey anlamadım fragmandan. Ama merak etmiştim. Geldim eve baktım filme, bir de ne göreyim bu filmde dördü de var. Üstüne Christopher Plummer da bonus. Dedim ki bu filme gitmeyeceksen neye gideceksin. Bazan gerçekten saçmalıyorum. Hala ders alamamıştım, çok ünlü = çok iyi film demek değildi ki.
Neyse arkadaşımı ne yaptım ne ettim bu filme ikna ettim. Güzel ya o da sebeplensin. Cuma geldiği gün rezervasyon için sinemayı aradım. Kadın "salon boş, rahat takılın" havalarındaydı.
?????? Boş mu? Daha ilk günü belki ondandır. Ben bile (!!!!) fragmanı bir kere gördüysem belki insanların haberi yoktur dedim. Rezervasyon yaptırmadık ama ümidimizi de yitirmedik, pozitifliğimizi kaybetmedik. Sinemaya gittik. Biletlerimizi almak için gişeye yaklaştık. İçimde heyecan, inşallah arkalarda yer vardır diye düşünürken bir de göreyim. Küçük salon.
????? Küçük Salon mu?....Daha ilk günü belki ondandır (bu filmi görmüş müydük? yoksa ben "zaten iyi filmere ilk gün daha çok talep olur, yüzleş artık bu filmin iyi olduğunu bir tek sen söylüyorsun" gerçeğinden mi kaçıyordum). Neyse aldık bileti. Girdik salona. Ne göreyim bizimle birlikte 8 kişi. Salon o kadar da küçük değildi oysa ki..İçimdeki son pozitif açı da uçup gitmek üzereydi.
Derken film başladı..
................................
Derken araya girdik.
..........................
Derken ara bitti.
........................
Derken film bitti.
Filmde emek var ama neye emek verdiklerini henüz pek anlayamadım. Zevk ve renk meselesidir illa ki, ama ben bu filmi hiç mi hiç beğenmedim. Ben de mi bir sorun var. Belki hayal gücüm veya sanatsal yönüm eksikdir.
Film, konusu, kurgusu, efektleri kısaca herşeyi ile kötü bir beter böcek versiyonu gibiydi. Aşırıya kaçan roller, ani değişiklikler, buna bir de bir türlü alışamadığım ingiliz ingilizcesi eklenince çekilmez oldu. Müzik ve görsellik iyi olabilir. Ben de onlara yanıyorum zaten. Başka filme verselermiş keşke bu emekleri. Heath in daha fazla kemiklerini sızlatmak istemiyorum ama bu filmden sonra ölmüş olması tesadüfi olamaz. Kahrolmuştur zannedersem.
Şaka bir yana şimdi hemen o filmde oynayan hayran olduğum dörtlünün en iyi filmlerinden bir kaç tane izlemem lazım. Beynimde bu imajla kalmasın bu yakışıklılar.
Zamanıma üzüldüm. Tek tesellim, sinema biletinin radyo promosyonu ile kazanılmış olmasıydı.
Yine de ben hiç bir filmi izlemeyin demem....
Amaaaaaaaaaaaaaaa
0 yorum:
Yorum Gönder