Cumamızı şenlendirip merakımızı giderdik sonunda. Benim meraklanmam için "James Bond" filmi olması yeterliyken, Türkiye'de çekilmiş sahnelerinin olması, işi daha da cazip kılmıştı zaten. Özetle şunu söyleyebilirim ki, son üç James Bond filminin yani Daniel Craig serisinin en iyi filmi olmuş Skyfall. Yazının devamını filmi izlediğinizi varsayarak bol ipuculu yazıyorum. Bilginiz ola.
Film bizi fazla bekletmeden İstanbul sahneleri ile başlıyor. Bence filmin aksiyonu en yüksek sahneleri de bu sahneler. Gizli görevde olan ajanların kimliklerinin bulunduğu liste "kötü" kişilerce ele geçirilmiş, James ve partneri Eve (Naomie Harris), kötü adamın peşinden Türkiye'ye gelmişlerdir. Ancak listeyi çalan arkadaş pek bir yaman çıkar ve aksiyon sahneleri James Bond' un Eve tarafından vurulması ile son bulur. Eve emiri M.' den almıştır çünkü liste canla başla korunması gereken bir listedir uğruna James Bond bile feda edilebilir. Sonra James Bond trenin tepesinden, ülkemin neresi olduğunu bilmediğim bir köprüsünden aşağı düşer. Ve tam o anda Adele devreye girer, muhteşem bir jenerik ve harika bir şarkı, Skyfall başlar. James Bond filmlerinin en önemli noktasıdır belki de jenerik ve müziği. Adel harika bir performans sergiler ve benim Tina Turner "Golden Eye" dan sonra aklımda yer eden ikinci James Bond müziği olur.
İstanbul + Aksiyon = Kapalıçarşı
Saç sakala bürünmüş James Bond...
Buzzzz gibi M.
James Bond sessizliğe gömülürken, M16 kötü günler geçirmektedir. Bir önceki operasyonda en önemli ajanlarının ölmesi yetmiyormuş gibi M.' in ofisine yapılan suikast girişimi ve listenin parça parça açıklanmasının ardından ajanlarının öldürülmesi herkesi meşgul, üzgün ve paranoyak yapmıştır. Öyle ki M, emekliliğe zorlanmış ve faaliyetlerinin denetlenmesi için Gareth Mallory (Ralph Fiennes) teftişe gelmiştir. Red Dragon 'dan sonra ayrı bir sevdiğim Fiennes' i böylesi önemli bir filmde görmek benim açımdan mutluluk verici. Üstelik filmin sonu itibari ile ilerleyen James Bond serilerinde de kendisini göreceğiz, ki bence çok yakıştı.
James Bond ise tabii ki ölmemiştir. Öldüğünü düşünenin aklını seveyim :) Türkiye'nin kıyı şehirlerinden birinde, kendisini aşka ve içkiye vermiş tamamen dağıtmıştır. Açıkçası içten içe M16 kendisini bu kadar kolay harcadığı için kırgındır ve geri dönmeyi düşünmüyordur. O esnada M. 'in ofisine yapılan suikast görüntülerini görür ve milliyetçi ajan ruhu ağır basar, dönmeye karar verir. Zira bu kez karşılarında olan düşman daha önceki düşmanlarına benzememektedir. Daha tehlikeli ve onları çok iyi tanıyacak şekilde onlara yakın birisidir. M16' nın James Bond'a ihtiyacı vardır. Hoş james biraz güçten kaybetmiştir ama olsun o kadar. James Bond olsun çamurdan olsun.
Muhteşem performansı ile Javier Bardem, Silva rolünde
.
Berenice Marlohe, kendisine verilen şansı çok iyi değerlendirdi.
Yeni M. ile tanışın...:)
James Bond kısa sürede "toparlar" ve listeyi alan kişinin peşinden giderek Şangay'ın karanlık köşelerine sürüklenir. Burada asıl patronun çok daha tehlikeli olduğunu öğrenir. Asıl patrona kendisini ulaştıracak olan da güzeller güzeli Severine (Berenice Marlohe) dir. Derken O' nu karşımızda görürüz. "Gelmiş geçmiş en iyi kötü adam performanslarından biri" ödülü Javier Bardem' e gelsin. Karşınızda .....Silva.
Silva, eski M16 ajanıdır ama onun deyimi ile "kaderine terkedilmiş" tir. Bu nedenle intikam yemini etmiş olan Silva' nın tek hedevi M. dir. Film bundan sonra başlar asıl. Silva M.' e ulaşmak isteyecek ve bu uğurda muazzam bir plan hazırlayacak, James Bond ise bunu engellemeye çalışacaktır. Aksiyon, filmin sonlarına doğru James Bond' un çocukluğuna ve filme adını veren Skyfall malikanesine kadar taşınacaktır.
Filmin konusu ve akışı hakkında bu kadar gereksiz laftan sonra, biraz da teknik inceleme gerekir sanırım (Ne kadarı, haddim bilemem ama). Öncelikle oyunculuk tavan yapıyor. Her anlamda öne çıkan bir Javier Bardem performansı görüyoruz. Öyle ki Daniel Craig bile biraz seviye yükseltiyor. Bunlar dışında Q ve Eve' in sevimli ve enerjik bir performansı var. Berenice Marlohe ise sadece 3 dakikalık performansı ile beni büyüledi diyebilirim.
Bu filmi farklı kılan bir nokta da ironi içeren modernleşme çabası. Teknolojiye ayak uydurma, zaten James Bond' un oyuncakları ile her geçen filmde kendisini gösteren bir durumdu ancak personel anlamında da buna katkıda bulunmak istemişler ki, karizmatik hacker görünümlü Ajan Q (Ben Whishaw) kadromuza girmiş. Ancak filmin bir o kadar da geriye dönüş çabası var ki Moneypenny de kadroya dahil ediliyor. Kendi adıma bu durum gelecek James Bond filmlerine umutla bakmama sebep olmuştur. Çünkü James Bond severler bilir ki James ile Moneypenny' in hafif flörtöz atışmaları çok ayrı bir renktir.
Ve işte Eve, diğer adı ile Miss Moneypenny
Bu da eski Miss Moneypenny
Aksiyonu bol olan bir film haliyle ama yine de bence en yüksek aksiyon giriş sahnelerinde yaşandı. Filmin geri kalanında aralara serpiştirilmiş aksiyonlar vardı ama tempo ve gerilim daha fazla idi. Tabi ki görsel efektlerin her geçen gün daha iyiye gitmesi tüm filmler için avantaj. O nedenle efektlerindeki başarıyı fazla abartmamak lazım. Sam Mendes, diğer filmlerin hepsinden daha farklı olarak ilk kez James Bond' un özel hayatına, geçmişine, gerçek kimliğine değiniyor. Bu aslında riskli bir hareket ama bu film için fena durmadığını söyleyebilirim.
Kısacası şunu demem gerekiyor ki, Quantum of Solace' den sonra oluşan "James Bond da bitti" korkusu taşıyan bünyelere nispeten iyi gelen bir film oldu. Gelecek James Bond filmini sabırsızlıkla bekliyorum. Ve o muhteşem performansı bir kere daha hatırlayalım istiyorum.
2 yorum:
Bence senaryolar gecisinde boşluklar var tatmin etmiyor senaryo akışkanlıgını sanki bogaza kılcık kacmışcasına bozuyor mesela en aktif sahne olan türkiye sahnesi ve bütün undercover ajanların listesi 3-5sade ajanın elinde apart otel gibi bi yerde tutulması,buna acıklık getirilmiyor hele hele vurulma sahnesi ve nasil iyilesdi sahnesi onlari es geciyorum
.efekt olarakda sönük,action olmasi gereken filmi dramaya cevirmisler,film olarak güzel ama aklında canlandırdıgın bond bu degil
Bize gösterilmeyen sahneler konusunda pek düşünmem aslında. Çünkü her şey olabilir. O ajanlarin o sade otel odası kısmı bize tam verilmiyor. Belki liste ana merkezden çalındı. Takip istanbula kadar devam etti. Orada james dahil oldu. Belki çalmak isteyen akillica bir plan yaptı, ki silvadan bahsediyoruz, ajanlar istanbulda gafil avlandi. Buraları bize anlatilmiyor. Yine james bond un nasıl iyilestigi de o kadar sorun değil bence. Ama senaryodaki kilcik etkisi bana göre başka bir noktada. Son sahne, koskoca M16 nin güvenli hiç adamı yok mu ki M, bir malikanede sadece james ve yaşlı adam tarafından korunsun. Benim boğazıma en çok orası takildi :) yine de dediginiz gibi iyi film
Yorum Gönder