Böyle gözünü kırpmadan korku filmi izleyenler var ya, hayranım onlara. Ben korku filmi izleyemem. Her şeyden etkilenme kapasitem yüksektir. Nasıl ki Transformers' da dünya kurtuldu diye ağlıyorsam, bu tip korku filmlerinde de tir tir titriyorum. Çoğunda gözlerimi kapatır ya da başka yöne bakar ve 'geçti mi o sahne' derim yanımdakine. Muhtemelen o gerilim müziği yükseldiği vakit TV ekranına bakmayıp, olayları kendi hayal gücüme bırakınca kendimi daha fazla geriyorumdur. Benimle korku filmi izleyenlere de Allah sabır versin ayrıca, deli edebilirim insanları. Her neyse, lafı fazla dolandırdım. Özetle korku filmleri pek bana göre değildir. O yüzden bu filmi izlemeye hiç ama hiç niyetim yoktu. Ama merak işte, kadrosunu görünce ve sevgili abicim çok övünce izleyelim dedik. Ne de olsa gündüz vakti ve yalnız da değilim, ne kadar etkilenebilirim ki...
Ama gerçekten çok etkilendim. Korku Seansı olarak Türkçeleştirilmiş film isminin hakkını veriyor. Yıllardır korku filmlerinde izlediğimiz klişe ne varsa toplanmış bu filmde ama ben etkilenmeyi başarabildim. Aslında sadece ben de değil, IMDb de bile bir korku filmine göre oldukça iyi bir puan almış The Conjuring. Evet klişe konular var ama bence ortada bir de yönetmenlik başarısı var. Kadrosu da sağlam. Eee bir de yaşananlar gerçek hayat hikayelerinden alınınca ciddi anlamda etkileyici ve sürükleyici bir film çıkmış ortaya.
Ah be güzel abicim, o bodrum katına inmeyecektin...
Ed ve Lorraine Warren, yaşadıkları ruhani tecrübeleri öğrencilere anlatırken...
Evet can alıcı noktayı kaçırmayalım. Bu film gerçek hayat hikayesinden alınmış (Keşke bunu hiç bilmeseydim :D ). Bu karakterler ve yaşadıkları olaylar ciddi anlamda zamanında yaşanmış yani. Bak aklıma geldikçe hala etkileniyorum. Neyse rica edelim kapatalım bu bahsi, zira korkuyorum.
Dedim ya size ne kadar klişe varsa toplanmış bu filmde diye. Hemen listemizi kontrol edelim,
- Geçmişinde kötü şeyler yaşanmış, şehirden bilmem kaç km uzakta eski bir ev (Var)
- Sıkışmış ruhlar (Var)
- Kullanılmayan eski mi eski bir bodrum katı (Var)
- Yeni evlerine yerleşmekte olan mutlu ve kalabalık bir aile (Var)
- Kendi kendine açılan kapılar (Var)
- Haç, incil, dualar ve bunlarla ustalaşmış bilir kişiler (Var)
- Şişman ve gözlüklü ergen (Maalesef yok) ama acemi polis memuru iş görür.
Konuyu az buçuk anladınız sanırım. Yine de toparlarsak, iki aile etrafında dönüyor hikayemiz. Bir tarafta, beş kız çocuğuna sahip, sevgi dolu pırıl pırıl bir aile olan Perron ailesi. Diğer tarafta ise metafizik olaylarını çözmeye kendilerini adamış, sayısız ruhani tecrübe yaşamış olan şirin Warren ailesi.
Carolyn ve Roger Perron, büyük bir umutla aldıkları evde daha ilk günden ilginç olaylar yaşamaya başlarlar. Bir müddet sonra bu olaylar kızlar da dahil tüm aileyi etkilemeye başlar ve çareyi Warren' lara danışmakta bulurlar. Lorraine, medyum özellikleri olan, 6.hissi kuvvetli bir kadındır. Eşi Ed Warren ise ilahiyat eğitimi almış ancak rahip olmamış, kendisini metafizik olaylara adamış birisidir. Ne kadar uyumlu bir çift değil mi :)
Warren'lar öncesinde önemsemedikleri yardım çağrısını ciddiye alıp Perron'ların evini ziyaret edince durumun vehametini anlarlar ve bu güzel aileye yardım etmek için ellerinden geleni yapmaya başlarlar. Sonrası olaylar...olaylar...
Her ne kadar devamında olan her sahne korku filmi klişesi olsa da çok güzel işleniyor. Filmin dönem filmi olması bile olaya değişik bir hava katıyor. Teknolojiden çok az yararlanabilen Warren çiftinin olayı ıspatlamak için verdikleri çaba sanırım filme özgün havayı veren ayrıntı. Çünkü bilim ve metafizik karışımı olgular işleniyor. Tabii yukarıda da bahsettiğim gibi gerçek hayat hikayesinden alınması yine filmi güçlü kılan başka bir ayrıntı.
Ava giden avlanır...
Söz konusu seans...
Kadrosuna gelince Carolyn Perron karakterini oynayan Lili Taylor daha önce de Perili Ev isimli korku filmi ile karşımıza çıkmıştı. Sanırım bu filmde en zor kısım onun rolleriydi ve çok çok başarılı buldum (izleyebildiğim kadarı ile :)) ). Yine de Lorraine Warren' ı canlandıran Vera Farmiga, bence filmin bir numaralı oyuncusu. Bazı noktalarda yansıttığı korku çok çok gerçekçi. Film bu iki kadın oyuncu sayesinde alıyor, yürüyor zaten. Ed Warren' i canlandıran Patrick Wilson' ın yakışıklılığı filmin belki de tek olumlu tarafı. O gerilim anında bile adama bakınca içim açılıyordu adeta. Ki kendisi de korku filmlerinin müdavimi. Roger Perron' u canlandıran Ron Livingston ise resmen güme gitmiş. Aslında tanık olduğu aile dramının baş kahramanı olarak çok öne çıkabilecekken, senaryonun azizliği ile üçüncü hatta dördüncü planda kalmış. Belki de olayların şokunu yaşayan her baba öyle olurdu, belki yönetmen burada onu öne çıkarmayarak doğruyu yaptı tam bilemiyorum. Filmin sayıca çok olan çocuk oyuncuları da abilerine ve ablalarına taş çıkartırcasına başarılı bir performans göstermiş.
Filmin beni en çok etkileyen sahnesi ise çamaşır asma sahnesi oldu. Daha önce görmediğim kadar zekice ve başarılı bir gerilim sahnesiydi. Gerçi daha önce görmemem normal değil mi? Ne kadar korku izliyorum ki. Neyse çok başarılı bulduğumu söylemeliyim. Aslında şunları yazarken anladım ki filmi başarılı yapan kesinlikle oluşturulan atmosfer. Çok başarılı bir dekor, karakter çalışması yapılmış. Her şey uyumlu olunca olayın içine girmeniz de kolaylaşıyor.
Laf uzar gider, burada kesmek lazım. Özetlemem gerekirse korku filmi sevenlerin bence eğleneceği, güzel vakit geçireceği, üzerinde emek harcanmış bir korku filmi The Conjuring. Ama benim gibi korku sevmeyenler uzak durabilir. Sakıncası yok :))
Gerçek Ed ve Lorraine Warren
Vee gerçek Perron Ailesi...
Burada da gerçek Perron ailesi kızları ile oyuncu kızlar birlikte poz vermiş... :)
0 yorum:
Yorum Gönder