Street Kings (2008)

Şükürler olsun ki, bir Keanu Reeves filmi izledim ama aklıma Matrix gelmedi. Özellikle şu son filmi "Dünyanın Durduğu Gün" ' de Matrix'den çıkıp, bu filme atlamış, işi bitince tekrar Matrix'e dönecek bir hali vardı. Ama bu film, yani Sokağın Kralları, beklentimin üzerinde bir film oldu.

Aslında konusu çok tipik hatta artık bayat bir konu. Karısı ölmüş bir polis olan dedektif Tom,(Amerikan sinemasının adeta S.O.S konusu) biraz dağınık yaşamaktadır. Şefinin de gaza getirmesi ile (Ki burada şef, usta oyuncu, Forest Whitaker'dir), suçluları yakalama konusunda illegal yollara başvurmaktadır. Tabii, şefin arkası sağlamdır. Kanıtlar yok edilir, tanıklar yok edilir ve herşey normale döner. Bizim ekip, bu şekilde devam ederken, iç işlerinin dikkatini çekerler ve amansız bir soruşturma başlar. Ve tahmin edin soruşturmayı kim başlatır. Doktorumuz Mr. House .. :) Yani Hugh Laurie.

 Tom, doğru yaptığına inanan, ama herşeyden habersiz vakaların saflığı ile iç işlerine resti çekecek güçtedir ancak işin içine girdikçe, olayların sandığından çok farklı ilerlemekte olduğunu farkedecektir.Konu ne kadar tipik değil mi? Peki beni ne etkiledi bu filmde. Birincisi, yukarıda bahsettiğim gibi aklıma Matrix'i getirtmeyecek kadar başarılı bir oyunculuk gördüm Keanu'da. Tabii şef'in de Oscar'lı bir oyuncu olması filmi daha da izlenilir kıldı. Filmin bir başarısı da yönetmene yani David Ayer' e ait.

Filmdeki, çatışma ve şiddet sahneleri çok gerçekçi. Daha çok karanlık gece hayatında geçen, sert erkeklerin dünyasında bazı sahneleri, yüzünüzü buruşturarak izliyorsunuz. Bu çekimler, filmi gerçekçi yaptıkça, konunun basitliği çok gerilerde kalıyor. Yönetmen biraz da ağır hava katmayı unutmuyor. Michael Mann'ın daha çok eski filmleri kadar olmasa da dozunda bir ağırlık var filmin çekiminde.Sürüklenerek izledim. Çok abartılacak bir film değil ama hafife de alınmamalı.