Ads 468x60px

.

Pages

26 Nisan 2012

Neredesin Firuze ? (2004)


Bir film düşünün,  komedi ve dram içiçe olsun. Sanırım bu çok kolay oldu. O tarz bir sürü film var. Biraz daha detaylı düşünelim. Müzikleri inanılmaz güzel ve zengin olsun hatta ve hatta filme hafif müzikallik katsın. Pekala bunun da örnekleri var. Renklere ne dersiniz ? Film rengarenk olsun mesela, hatta samimiyeti ile hafif Emir Kusturica' yı anımsatsın. Müzikler de işin içine girince hiç de zor olmuyor zaten. Daha da zorlaştıralım. Bu film öyle bir film olsun ki, yerli olsun, bizden olsun. Bizim esprilerimiz olsun. Evet şimdi ortak noktada buluştuk...iki kelime, yerli, Neredesin Firuze? 

Bu film benim için özel bir filmdir. Daha önce de yazmıştım. Bir filmin iyi olduğu, sizi gerçekten mutlu ettiği, filmden çıktığınızda yüzünüzde oluşan anlamsız gülümsemeden belli olur. İşte Neredesin Firuze?, bu gülümsemeyi bana vermiş ilk yerli filmdir. Belki daha güzel yerli filmer vardır. Bir "Eşkıya" var mesela, sonrasında "Kabadayı", "Babam ve  Oğlum" , hepsi şahane filmlerdir. Ama hani vardır ya türünün ilk örneği ya da çok farklı olan, işte bu kadar çok müziğin başarılı bir şekilde uygulandığı ilk yerli filmdi benim için bu film. Mesela sonrasında çatışma sahnelerinin başarılı olduğu "Nefes: Vatan Sağolsun" da bir dönüm noktasıdır bence yerli sinema için. Tıpkı bu günlerde yerli sinemada tarihi filme yeni bir tarz getirmeye çalışan "Fetih 1453" gibi. Bunlar başarılı olsa da olmasa da farklı bir şeyler denendiği için önemlidir ki başarılı iseler tadlarından yenmez. Tıpkı Nefes: Vatan Sağolsun gibi, tıpkı Neredesin Firuze? gibi (Fetih 1453' ü henüz izlemedim, daha sonra değerlendireceğim, ayrıca şu konuyu dallandırma huyuma da hastayım).

Neyse filme dönelim. Ezel Akay imzalı film, inanılmaz komik karakterler ve diyaloglar ile şahane bir dramı anlatıyor. Birbirinden ünlü oyunculardan oluşan kadrosunda tek bir sırıtma bile yok. Haluk Bilginer, Özcan Deniz, Demet Akbağ, Ata Demirer, Cem Özer, Ruhi Sarı, Ragıp Savaş, Janset, Ahu Türkpençe, Hamdi Alkan, Güner Özkul ve sayamadığım niceleri ve sesleri ile filme renk katan ünlü şarkıcılar. Film tam anlamıyla görsel, işitsel ve duygusal bir şenlik.

Film, Amanya'dan Türkiye' ye ünlü olma çabası ile gelen Ferhat' ın, Unkapanı çakalı olan yapımcı Hayri Kalıpçı ve arkadaşlarıyla tanışması ile başlar. Ferhat, sesi çok güzel ancak biraz safça bir delikanlıdır. Almanya' da düğün şarkıcısı olarak biraz para biriktirmiş, daha da ünlü olmak adına İstanbul'a Unkapanı' na gelmiş, ne olduğu bilmediği bu dünyaya resmen balıklama dalmıştır. Hayri ise borcu boyunu aşmış, ekibi ile çeşitli üçkağıtlar yaparak ayakta kalmaya çalışan, iflasın eşiğinde bir yapımcıdır. Tek tesellisi ne olursa olsun yanında olan arkadaşları Seyfi, Melih ve Orhan' dır.
Seyfi, piyasanın televizyon ayağında küçük işler yapan, tutunamamış, eşinin rahatsızlığı ile mücadele eden biridir. Orhan, şişe dibi gözlükleri ile tüm evrak işlerine kendini adamış, Hayri' nin keşfettiği yetenekler (!) ile sözleşmeleri hazırlayan bir nevi ekibin katibidir. Melih ise Hayri' nin elindeki tek elle tutulur yetenektir. O da aşık olduğu kızı, Sibel' i bu piyasadan kurtarıp çekip gitmenin derdindedir ama parası yoktur. Ferhat bu ekibe tek ümidiymiş gibi bakadursun asıl Hayri ve ekibinin tek ümidi Ferhat' tır. Ancak alacakların peşini bırakmaması Hayri' yi iyice sıkıştırır ve Ferhat' ı da içine alan ekip beş parasız kalır. Üstelik Ferhat, bu piyasanın en belalı adamlarından birinin sevgilisine, manken Meleğe aşık olmuştur. Bu çaresizlik içinde Firuze isimli gizemli bir kadının ortaya çıkması, ve Ferhat' ı  finanse etmeyi teklif etmesi ile ekip ümitlenir. Ama bilmezler ki, kendi çaresizlikleri, Firuze' nin dertleri yanında solda sıfır kalır...

Film boyunca, feleğin sillesini yemiş bu karakterlerin bu kez şanslarının dönüp dönmeyeceğini merak ederek izleriz filmi. Aralara giren harika müzikler, renkler ve diyaloglar ile. Bir kere mükemmel bir espri anlayışı var filmin. Ayrıntılara yerleştirilmiş çok güzel espriler. Yüzeydeki komedi haricinde, öyle gözünüze gözünüze sokulmayan, farkedip gülebileceğiniz detaylar da var. Filmin unutulmaz sahnesi ise o meşhur "Ya Evde Yoksan" sahnesi.


Tabi bu kadar renkli bir filmin oldukça hüzünlü olması da ayrı bir konu. Öyle ki göz yaşlarınızı tutamadığınız sahneleri barındırıyor film. Ama bunu yaparken de dramı ile sizi boğmuyor. Öyle bir sahne veriyor ki size, tercih sizin. Mesajı iki türlü de alsanız eğleniyorsunuz. Ağlamak da size kalmış, gülmek de...

Hafif animasyonlu, gerçekçi olmayan sahneler de barındırıyor film ve yeteri kadar renkli değilmiş gibi, bu sahnelerle daha da zenginleşiyor. Ezel Akay, Neredesin Firuze? ile başlayan bu tarzı, Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü ? ve "Yedi Kocalı Hürmüz"' de de başarı ile devam ettiriyor. Müzikleri, renkleri, animasyonları ve ilginç espri anlayışı ile belki gişe rekorları kırmayan ama herşeyin son noktasına kadar kullanıldığı verilmli ve zengin filmler hediye ediyor takipçilerine.
Neredesin Firuze' nin film müzikleri albümününden bahsetmeden de bitirmeyeceğim. Böylesi bir filmden de bu kadar güzel bir albüm beklenirdi zaten. Ben bu şarkıları hep filmde kullanıldıkları sahnelerle düşünüp dinlerim ki albümün tadı daha da artsın.Favorim "Gaip Arabesk". Albüm hakkındaki geniş bilgiye şuradan  ulaşabilirsiniz.

En başa dönersek. Neredesin Firuze?, benim yerli sinemada ayrı bir yere koyduğum filmdir. Hani "kült" derler ya, benim gözümde o ünvanı almış bir filmdir. Tavsiye eder miyim ?..sizce ?..:)

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...