Ads 468x60px

.

Pages

24 Nisan 2012

Muhteşem Yüzyıl


Muhteşem Yüzyıl' ı yeni izlemeye başladım desem.. :) İnsanların bana "ohoooo günaydın" diyeceğine eminim. Evet itiraf ediyorum ki önyargıma kurban gittim. Çoğunlukla yabancı dizi takip etmenin verdiği bir "burnu havadacılık", bir "beklentiyi yükseltmecilik, bir "o efekt olmamış bu efekt olmamışcılık" varmış bende meğerse. Üstüne Demet Altınyeleklioğlu' nun "Hürrem" isimli kitabını çok beğenerek okuyup da diziyi çok da benzer bulamamanın verdiği "gerçeğinden sapmışlar" yargımı da ekleyince izlemedim diziyi. Hem de ilk çıktığında o kadar olay olmasına, o kadar ödül toplamasına rağmen. Hani ilk bölümleri şöyle yarım yamalak izlediğimi hatırlıyorum ama yok yani "bu ne be dedim" devam etmedim diziye. Kendime kızdım açıkçası. Hani sen diyorsun ya farklı bir şey deniyorlar, hemen eleştirme, koşulları düşün vs. vs. Senin yaptığına bak be Özlem. Bu dizinin hiç günahı yokmuş meğersem. Dizi baya baya bir diziymiş. :/

Peki fikrimi ne değiştirdi? Sevgili Annemin üç haftalık ziyareti... Annemin bir Muhteşem Yüzyıl hastası olması, benim de grip olmamdan mütevellit, öyle PC' den tak kulaklığı başka şeyler izle gibi şeyler yapamadığım için yattığım yerden son üç bölümüne maruz kaldım. Ve sevdim, beğendim. Baya baya güzel ve sürükleyiciymiş dedim. İzlemediğim bölümlere üzüldüm açıkçası. Türkiye' de ilk kez bu kadar kapsamlı bir şeyler yapılmış. Kostümüydü, kurgusuydu, dekoruydu, müziği idi bu kadar uğraşılmış. Arkasındaki isimler çok sağlam. Bir kere benim izlediğim üç bölüm boyunca en sevdiğim nokta olan diyalogları Meral Okay yazıyor. Yönetmenleri Taylan Biraderler, pek de öyle boş şeylere imza atacak insanlar değil. Müziklere bakıyorsun Fahir Atakoğlu' nun imzası var. Oyuncular desen yok yok. Hatta ünlülerin "beni de alın diziye" kuyruğuna girmiş gibi bir havası var. Gayet de iyi oynuyorlar. Dün "Sülüman" ' ın oğluna gürlemesi sahnesi vardı mesela, Halit Ergenç oldukça iyi performans gösterdi. 
 
Haa efektler çok mu başarılı?..hayır. Ama kardeşim bu diziyi Ridley Scott yapmıyor ki. Saçma sapan beklentiye girmenin alemi yok. Tarihten sapılmış mı? Çok büyük bir ihtimalle fazlaca sapılmış ama bunu "kurgu" mantığı ile izleyince hiç sorun olmuyor. Ayrıca okuduğum kitap da bir kurguydu sonuçta. Tamamen yazık etmişim. Belki yine izlemeyebilirdim ama "aman be bu da izlenir mi?" havası çok çok yanlışmış.Oysa abim bundan yıllar evvel bana bir laf etmişti. "Herkesin dinlemeye değer bir hikayesi vardır. Önemli olan onlara zaman ayırmaktır" demişti. Ben ne yaptım, adamı dinlemeden hikayesini kötüledim :) Ayıp. Hazır şu aralar iade-i itibar (!!) pek modayken,  ben de Muhteşem Yüzyıl' a itibarını iade ediyor, ustalardan özür diliyorum. Sonra aklıma Turgut Uyar' ın "Aşkım da değişebilir, gerçeklerim de ..." dizelerine sahip "Denge" şiiri geliyor ve susuyorum.


0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...