Her ne kadar kimilerinin "popüler film", "hemen akla gelecek film", "gişe filmi" gibi sınıflandırmalarının içine girmese de, çok da "kenarda köşede kalmış" bir film değil K-Pax. Kendi fanatiklerini oluşturmuş bir film. Ben de o fanatiklerin arasındayım. Bizim gibi sessiz bir çoğunluk var aslında bu filmi arşivinde saklayan ve iyi ki de böyle. İyi ki de her dakika göz önünde değil bir film. Bize kalsın, bizde kalsın.
İki usta oyuncunun mükemmel performansları bile konunun güzelliğinin, özgünlüğünün önüne geçememiş. Gerçekten çok farklı bir konusu var. Psikolojik gerilim, fantastik objeler ve dram o kadar güzel ve farklı harmanlanmış ki tadına doyum olmuyor.
Her şey, Prot isimli bir delinin (!) (Kevin Spacey) yakalanıp bir psikiyatri kliniğine yatırılması ile başlıyor. Prot kendisinin bir uzaylı olduğunu, dünyayı tanımak için ziyarete geldiğini ve belirli bir tarihte geri döneceğini söylemektedir. Bu tür hikayeler her psikiyatrist için tanıdıktır. Ancak kliniğin baş hekimi olan Dr. Powell (Jeff Bridges), idealistliğinin de verdiği etki ile Prot ile daha fazla ilgilenmeye başlar. Ve ilgilendikçe Prot'takinin yüzeysel bir "delilik" 'den daha derin bir sorun olduğunu anlar. Prot, Dr. Powell için tamamiyle çözmesi gereken bir gizem olmuştur. Bir nevi takıntı haline gelmiştir.
Bu esnada Prot, klinikteki diğer hastalar arasında bir "karizma" yakalamış, bir nevi liderliğe soyunmuştur. Filmin bu kısmı, filme çok daha güzel renkler katıyor. Çünkü klinik sayesinde diğer hastaların hikayelerini, sorunlarını, bunları yenmek için Prot'un onlara gösterdiği yolları izliyoruz. Sadece bu da değil, Prot'un, normal bir insanın bilmesi gerekenden fazla astroloji bilgisine sahip olması, kendi dilini, yazısını oluşturmuş olması, yarattığı hayali gezegenin yani K-Pax'in tasvirlerindeki tutarlılık, hem doktorun, hem hastaların hem de bizlerin kafasını tamamen karıştırıyor ve sonunda Prot'un deliliği hakkında Dr. Powell'ın düştüğü şüpheye biz de düşüyoruz.
Kolay görünmeyen bu vakada doktorumuz vazgeçmiyor ve sadece Prot'un psikolojisini incelemiyor, aynı zamanda bir dedektif gibi geçmişi hakkında ipucu arıyor ve sonunda durumun bir kısmını çözüyor. Ama film çözemedikleri ile aklımızda soru işaretleri bırakarak bitiyor. Seviyorum böyle sonları. Bu belki de filmi özel kılıyor. Ama öyle "eee noldu şimdi" gibi sizi havada bırakan gizemli son değil bu. Tam tersi, filmden çok şey alıyor, bu şekli ile bitip, gerisini sizin hayalgücünüze bıraktığı için yönetmen Iain Softley'e teşekkür ediyorsunuz.
Prot rolü için önce Will Smith' e teklif gitmiş. Dr. Powell ' ı da Kevin Spacey oynayacakmış. Will Smith' in projeye katılmamasının ardından, Kevin Spacey, Prot'u oynamaya karar vermiş ve Jeff Bridgets ' e de doktor rolü teklif edilmiş. Her işte bir hayır var derler ya, Will Smith' i çok sevsem de bu rol için Kevin Spacey - Jeff Bridges ikilisinin çok daha iyi uyduğunu düşünüyorum. Oyunculukları çok çok iyi. Sadece onların değil, klinikteki diğer hastaların, yan rollerin oyunculukları da harika. Bu filme özenildiğini gösteriyor. Filmde hiç bir şey sırıtmıyor.
K-Pax gezegeni var mı yok mu bilmiyorum ama bu film bizim için "mutluluğun mavi kuşu". Onu biliyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder