Ads 468x60px

.

Pages

26 Nisan 2012

Gattaca (1997)


Gerek ütopik, gerekse distopik olsun, yıllar sonra dünyanın nasıl bir yer olacağına dair tahminlerde bulunan filmleri seviyorum. Üniversitede hocam "İnsanın aklına geliyorsa, başına da gelir" derdi. Şu anda sahip olduğumuz teknolojiyi yıllar önce hayal bile edemezdik mesela ama birilerinin aklına bizim de başımıza geldi. O nedenle bu tip filmlere de, bir gün "gerçek olabilir" açısı ile bakıyorum. Dolayısı ile de olumsuz bir gelecek beni geriyor, olumlusu da umut ile dolduruyor. Hoş sinema tarihine baksanız, ütopik gelecek konulu kaç film var ki, çoğunluğu distopik.

"Gattaca" filmini de "Equilibrium" gibi her iki sınıfa da koyamıyorum bir türlü. Yani evet, insanları daha çok makineleştirmesi, aşkı, duyguyu geri plana atması ile kötü bir senaryo oluyor ve film bittiğinde iyi ki şimdiki zaman böyle değil diyoruz ama düzen ve teknolojinin sınırsız kullanılması bu tür filmlerde bana hep ütopik geliyor.

Filme geçsem artık ama değil mi :)

Gattaca, anladığınız üzere geleceğimizi anlatan bir film. Tabi filmin 1997 de yapıldığını unutmamak gerekir. Filme göre doğumlar artık seçilerek, genetik özellikleri tek tek taranarak, göz rengine, saçlarına karar verilerek yapılıyor (çok da uzak gelmedi değil mi?). Hiç bir doğum tesadüfe bırakılmamaya çalışılıyor. Kazara gerçekleşen doğumlar sonucu doğan bebek "aşk çocuğu" şeklinde aşağılayıcı bir sıfat alıyor ve bu şekilde doğmuş insanlara toplumda önemsiz işler veriliyor. Çok önemli meslekler için ise kusursuz insanlar tasarlanıyor.

Filmimizin kahramanı Vincent (Ethan Hawke), bir aşk çocuğu. Kalbi zayıf, kasları güçsüz, gözleri bozuk. Ama çok büyük hayallere sahip. Küçüklüğü dışlanarak geçiyor ama o vazgeçmiyor. Bir gün bir uzay aracı kullanacağının hayali ile büyüyor, kendini geliştiriyor, okuyor ve öğreniyor. Anladığınız üzere o tür bir dünyada uzay aracı kullanmak sadece "kusursuzların" işi. Her ne kadar zeka olarak Vincent onları yakalayabilecek seviyede olsa da, genetiği onu her defasında ele veriyor. Zira orada tüm kontroller genetik üzerine yapılıyor. Tam da bu anda devreye diğer karakterimiz giriyor. Jerome "Eugene" ( Jud Law), genetik olarak mükemmel bir yapıya sahip ama yıllar önce geçirdiği bir kaza sonucu bacaklarını kullanamıyor. Vincent ve Eugene yolları çakıştıktan sonra bir daha ayrılmıyorlar. Eugene, Vincent'in bacaklarını, Vincent, Eugene'in genetiğini kullanıyor. İşte bunu nasıl yaptıklarına bizzat tanık olmalısınız.

Film, bir hedefi ve bunu gerçekleştireceğine dair büyük bir inancı olan insanın önüne hiç bir engelin çıkamayacağını gösteriyor. Vincent'in amacına giden yoldaki fedakarlıklarına, Eugene'nin de karamsarlığına şahit oluyorsunuz. Ethan Hawke ve Jud Law çok iyi iş çıkarıyorlar. Özellikle Jud Law harika bir performans gösteriyor. Uma Thurman ise "Irene Cassini" karakteri ile nispeten bir yan karakter gibi kalıyor (bence). Tüm bu hikayeyi izlerken yazının başında düştüğüm çelişkiyi benimle paylaşacağınıza eminim. Hangisi iyi, hangisi kötü ? Kusursuzluk mu kazanacak, kader mi? yoksa insanlar kaderi kendileri mi yaratıyor?

Film çekim olarak genelde kapalı alanlarda geçiyor. Yani dünya aslında bize pek yansıtılmıyor. Daha çok karakterlerin psikolojisi üzerinde duruluyor. Andrew Niccol, Bilim-Kurgu'nun illaki efektlerle dolu olması gerekmediğini çok güzel gösteriyor. Ayrıca kahramanlarımızın gizli işlerinde, yakalandı, yakalanacak kurgusu ile bizi germeyi çok iyi başarıyor ve konu, oyunculuk, kurgu başarısı ile bu film, bu tarz filmleri sevenler için "izlenmezse olmaz" sınıfına giriyor.

Önemli Not: Sevdiğiniz bir film hakkında daha fazla şeyler öğrenmek istiyorsanız IMDb'nin her filme ait, "Did you Know" kısmını, özellikle bu kısmın "trivia" başlığını okumanızı tavsiye ederim. Mesela, bu film için "trivia" lara bir göz atalım.
  • Eugene, yunanca "well born" anlamına geliyor. Doğuştan kusursuz karşılığı :)
  • GATTACA, kelimesi DNA'nın yapı taşı olan A, C, G, T nükleotidlerinden oluşuyor.
  • Jerom'un dairesindeki merdiven şekli ile DNA'nın helikal yapısına gönderme yapılıyor.
  • Irene Cassini karakteri ile 17. yüzyılda yaşamış, italyan astronom Cassini'ye gönderme yapılıyor. Kendisi Saturn'ün ana halkalarının kaşiflerinden.

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...