Ads 468x60px

.

Pages

26 Nisan 2012

Duplicity (2009)



Bir çok filmde olduğu gibi bu filmin de kadrosu beni etkiledi. Geçtim TV başına, başladım izlemeye. Ben aslında fena bir izleyici sayılmam ama kurgusu kafamı karıştırmadı dersem yalan olur. Hafif "Ocean's" serisi tarzı vardı. Biraz da "Memento" akışı. Memento da zaten konu ile çok ilgili olduğu için o kurguya laf edemezdik. Ama bu filmde bu kadarına gerek var mıydı? Orası tartışılır.

Kurgu bir film için çok önemli. Sıradan bir kurgu yerine karışık ve izleyicinin zekasını zorlayan kurguları her zaman tercih ederim. Niye takıldım bu kadar kurguya, çünkü anlaşıldığı üzere bu filmin bence en başarısız yeri kurgusu. Yönetmen Tony Gilroy belli ki farklı bir şeyler denemeye çalışılmış ama sanki olmamış, hem farklı olmamış, hem de sürükleyici.

Julia Roberts ve Clive Owen ikilisi birbirini çok güzel tamamlıyor. Her ne kadar ben Clive Owen'ı yakışıklı bulmasam da, kulaklarından akan bir karizması olduğunu kabul ediyorum. Julia malum zaten. Bu ikilinin hikayedeki yerleri, muhabbetleri vs. de güzel.  Hele hele iki rakip şirket patronları olarak, Tom Wilkinson ve Paul Giamatti daha da uygun rollerine.
Senaryo çok güzel. Bir iki kendini tekrarlayan yerler ve hızlı geçişler olsa da farklı güzel bir senaryo. Şirketler arası rekabeti oldukça zengin dille anlatıyor. Ayrıca  iş hayatı, ticaret, ürün üretip satma vs. piyasaları ne kadar çirkinmiş beee. Tiksindim yeminle. Neyse, işte filmin o yorucu kurgusu, bu güzelim senaryoya biraz yazık etmiş denebilir.  Tamam yapın enterasan geçişler ama bu kadar olmayaydı iyidi. 

Film bir kaç yıl öncesi ile başlar. İki insan birbiri ile tanışır, hoşlanır ancak ertesi sabah, erkek kendisini kadın tarafından dolandırılmış şekilde bulur. Sonra hoopp günümüze geçer.  Bu adam ve kadın tekrar karşılaşır. Sonra hoop, 2 yıl önce, günümüz, 4 ay önce, günümüz, 10 gün önce, günümüz gibi geçişlerle ilerler. Bu ikilinin içine karıştıığı daha büyük bir iş vardır. Çok büyük paraların döndüğü bir piyasada iki rakip şirketin bir formülün peşinden koşması gibi. Sonunda bizimkiler işi iyice karıştıracaklardır. Ya da öyle sanacaklardır. Ya da karıştırmışlardır bile... :)

Haa izlenmeyecek film mi, benim için değil. Gayet de sürüklenerek izledim ama herkes benim gibi "ne olsa izlerim abi" modunda olmadığı için, kurgusu ile yakalayabileceği izleyici sayısı nispeten daha azdır diye düşünüyorum. Yine de deneyin, çabuk pes etmeyin.

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...