Ads 468x60px

.

Pages

25 Nisan 2012

The Curious Case of Benjamin Button (2008)


Valla pek bir ümitlenmiştim filmden. Filmin öyküsünü de bilmiyordum. Sadece "Tersine Yaşlanan" bir adamın hikayesi diye duymuş, bir iki fragman görüntüsü izlemiş, çevremdekilerden çok güzel yorumları almıştım. Sonunda izledim.. Açıkçası bitirmekte bile çok zorlandım. Biri bana diyecek ki, "sen bir Brad Pitt filminde sıkılacaksın, hatta yönetmeni David Fincher bile olsa sıkılacaksın", "Hadi Ordan Be" derdim ama sıkıldım. Sonunu zor getirdim.

Aslında filmin hakkını yememek lazım. Çok büyük prodüksiyon. Masraftan kaçmamışlar. Efektler falan mükemmel. Gerçekten bir insanın gençlenişi izliyorsunuz, aşama aşama. Ama konusu o kadar anormal ki, filmin içine bir türlü giremedim. Şimdi diyeceksiniz ki, neler neler izliyoruz. Tabi , fantastik sinemada çok abuk subuk konuları, severek izliyoruz. Çünkü, adı üzerinde orada hikaye fantastik, öyküler fantastik, mekanlar fantastik, vs. vs. Adam, uçsa da, ölse de, geri de gelse, garibinize gitmiyor.
Bu filmde ise öyle birşey yok. Anlatılan dünya da, hikayeler de, insanlar da, duygular da, o kadar gerçekçi ki. Benjamin, filme girmiş sanal reklam gibi. Sanırsam, şu ters işleyen saate bağlanmış bir lanet var ama ben açıkçası ısınamadım. Hele hele, aşık olduğu kadın, bir kaç yıl önce sevişiyorken, bir kaç yıl sonra kucağına alıp, ninni söyleme moduna geçince, iyice dikkatim dağıldı. Sonunu getirdim ama meraktan. Merak ettim, benjamin button'u anne karnına sokup, cenin haline de getirecekler mi diye.

Belki anlatılmak istenenler farklıdır. Ki farklı, bunu anlayabiliyorum. Ama bana ikilem yaratan bir filmdi. Ne gerçekçi, ne fantastik. Ama kimi izleyici bunu, vay be diye olumlu karşılarken, benim tepkim, kimse kusura bakmasın ama SAÇMA oldu. Sinema sanatı açısından sırf efektleri bile 10 üzerinden 6 yı verdirtir ama bu kadar. Oysa film Oscar'ın gözü olmuş bir film. Ben sevemedim işte. Sanırım, zevkler ve renkler noktasındayız....

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...